24 Şubat 2014 Pazartesi

Çalışan Anne çıkmazları ve çıkış yolları

http://hulyagurel.simplesite.com.tr/316629073


Kadınlar ekonomik ve sosyal nedenlerle çalışma hayatında varlar. Ancak anne olunca büyük bir çıkmaza giriyor insan. Hem çalışıp, hem anneliğimi layıkıyla yapabilecek miyim? Çocuğumu ihmal mi ediyorum? Çalışmasam çocuğumla daha iyi mi ilgilenirim?

Annenin çalışmasının çocuğuna zarar verdiğine dair hiçbir bilimsel araştırma olmamasına rağmen çalışan annenin aklında hep bu ikilem vardır: Çocuğum için çalışsam mı, çalışmasam mı?

Oysa ki, çalışan kadın günü planladığı, zamanı iyi yönettiği zaman çocuğuna çok daha iyi bir rol modeldir. Günü, haftayı planlama, zamanın kıymetini bilme, çalışmanın, üretmenin keyfine varma, öz güven, kazandıklarını keyifle harcama, para biriktirme, bütçe yapma, ayağını yorganına göre uzatma, seçim yapma, kendi kendine ayakta durabilmek gibi kadın/erkek her bireyin sahip olması gereken bu ve benzeri pek çok niteliği bir arada toplayarak hem oğluna hem kızına harika bir örnek teşkil eder.

Anne olarak bir işte çalışmasanız bile ev ortamında zaten çalışıyor olduğunuzu unutmadan çocuğunuzla tam bir gün geçirdiğinizi düşünelim. 24 saat. Küçük uyanmalarla sabah 10 da kalktınız. Çocuğunuz güne 7 de başlamıştı. Atıştırmalıklardan yemiş, TV başına geçmişti. Onunla birlikte TV karşısında kahvaltı yaptınız, masayı toplayıp bulaşıkları yıkadınız. Keyif kahvesi yapıp, gazetenizi okudunuz. Yemeği ocağa koydunuz. Ortalığı toplarken ona kızdınız,söylendiniz, ayak altında dolaşmaması için odasına yolladınız, bilgisayara geçmesine izin verdiniz. Lavaboları temizleyip, tozları aldınız. Derken saat 13:00 oldu. Öğle yemeğini çocuğunuzla birlikte yediniz. Yemek yerken kurallara uymadığı için ona kızdınız, TV kapanmadan bu evde yemek yenemez mi? Diye söylendiniz. Oyuncaklarını toplaması için uzun bir nasihat verdiniz, kirli giysilerini odaya, koridora atmaması gerektiğini söylediniz ve yemek bitti. Mutfağı toparladınız, bir iki telefon görüşmesi yaptınız. En sevdiğiniz TV programına biraz göz attınız. Saat 4 oldu. Akşama yemeğiniz yetmeyecek, yine mutfağa girdiniz. Bu arada makineye çamaşır attınız. Çocuğunuzun sürekli mızırdanmasına kızıp, onu erken yatıracağınızı söylediniz. Kitap okuması için odasına gönderdiniz. Yemek pişti, sofrayı hazırladınız, saat 18:30 oldu. Yemek yerken eşinizle iki çift söz konuşamadınız. Çocuk sürekli araya girdi ya da ikisi bir araya gelince, bağrış çağırış ne yediğinizi anlamadan yemeği bitirdiniz. Bulaşıkların yıkanması, çamaşırların asılması, kuruyanların katlanması çay saati, dizi film derken saat 23:00 oldu. Hala uyumayan çocuğunuza bağırdınız ve yatağına gitmesi için sıkı bir nasihat çektiniz. Bütün gün onun için güzel, besleyici yemekler yapıp, evi, çamaşırları temiz kullandırmak için çırpınıp durdunuz. Hatta her gün evi baştan sona süpürmeye çalıştınız. Bla bla blaaa…

Tüm gün çocuğunuzun yanında olduğunuz için, içiniz daha mı rahat olurdu? Anne olarak başınızı yastığa daha huzurlu mu koydunuz? Tabii ki hayır!

Çocuğunuzla günlük olarak, işinizin durumuna göre, 30-60 dakika nitelikli zaman geçirmeniz, içinizin rahat etmesi için yeterlidir. Bazı günler bu dakikaları 2’ye 3’e katlar, bazı günler indirirsiniz hayat ritminde… 10’ar dakikalık bölümler halinde 30 dakika kullandığınızı düşünelim:

sabah 10 dakikalık yatakta gıdıklamaca oynama ya da yatakta saklanan çocuğu bulmaca, öpmece, sevmece… kahvaltıda 10 dakika, sohbet etmece, onu çok sevdiğini söylemece, bugün onu düşüneceğini söylemece, okul hk. da anlattıklarını dinlemece… akşam 10 dakikalık özlem gidermece… saçlarını okşamaca, uyurken kitap okumaca… uykuya dalarken onu seyretmece…

En sıkışık günde bile çocuğunuza bu 30 dakikayı ayırmanız, sadece ona özel geçirmeniz onu ve sizi rahatlatacaktır…

Unutmayalım ki, çalışan anne çalıştığı için, evde çalışan anne dışarıda çalışmadığı için, yarı zamanlı çalışan anne, ne evi ne işi tam olarak halledemediği için huzursuzluk hissedermiş… Bu huzursuzluğu dinginleştirmenin en kolay yolu, çocuğunuzla ona özel zamanlar geçirmektir. ‘ çocuk varsa, yine ayrı ayrı planlama yapılmalıdır.

Hülya GÜREL

Çocuk Gelişimi ve Eğitimcisi