30 Ocak 2014 Perşembe

Çocuklar ve tatil

Tatilin başlamasıyla beraber çocuklar tatili nasıl algılıyorlar? Her zamanki gibi gözlem ve deneme yanılma uygulamalarına göre tatil algısı çocuklarda farklılaşıyor.
Elbette, yan gelip yatsın, keyfine baksın! Diyorsanız tatilde vaktini nasıl dolduracağı ile ilgili düşünmeye gerek yok.
Çocuğumuzu ileride nasıl bir yetişkin olarak görmek istiyoruz? Sorumlu, mutlu bir yetişkin olmalarını hayal ediyorsak önemli noktaları belirlemek, çocuklarımızı hayata hazırlamamız noktasında çok kritiktir.
Tatilde çocuklarımızın tüm zamanlarını kendi isteklerine göre geçirmeleri, tüm gün TV ya da PC başında geçirmeleri onları hayata hazırlamaz. Bugünün deneyimleri geleceğin alışkanlıkları olacaktır.
3-4 ev içi sorumluluk (çiçekleri sulamak, bulaşık mk tezgaha gruplamak, yatağını düzeltmek, diş fırçalamak, her sabah spor yapmak vb )
3-4 istediği etkinlik (TV izlemek, dışarıda oyun oynamak, oyuncaklarla oyun, resim yapma vb )
1-2 kez öğrendiklerini tekrar etmek (yaş gr.na göre günde 15-30 dakika)
1-2 sürpriz etkinlik (ebeveyn gözetiminde deneyler yapmak, doğa gözlemine çıkmak, sinemaya gitmek, çocuk aktivitelerine katılmak, şehirden uzaklaşacağınız bir seyahate çıkmak vb.) 4 grupta şekillendireceğiniz basit bir tatil planı yapmak, hem sizi hem de çocuğunuzu rahatlatacaktır.
Zaten tatilde genelde yaptığımız bu etkinliklerin sayılarını değiştirdiğimizde, aklımıza geldikçe uygulamaya koyduğumuzda ya da bir etkinliği bir günde bitirmeye kalktığımızda ev içi gerginlikler daha sık yaşanır. En iyisi çocuklarınızla bu başlıklar üzerine konuşmak, bir tablo üzerinde kararlarınızı somutlaştırmaktır. Tabloyu uygulama sorumluluğu çocuğunuzdadır.
Geriye kalan zamanını, nasıl geçireceğini, tabloyu uygulama durumuna göre çocuğunuz belirlesin ki, bu da onun ödülü olsun.
Uyuma saatlerini büyüme hormonunun çalıştığı 23:00 – 02:00 arası derin uykuda olacağı şekilde ayarlamayı unutmayın. İyi tatiller…
                                                                                                  Hülya GÜREL
                                                                                    Çocuk Gelişimi ve Eğitimcisi

Çocuğuma Yazık Değil mi?


çocuğuma yazık değil mi?






Ev işleri, çocuklara sorumluluk kazandırma ve kendilerini ailenin yararlı ve değerli bir üyesi olarak hissetmelerine yardımcı olma konusunda mükemmel sonuçlar veren bir yöntemdir. Yeter ki, çocuğunuza yazık ettiğinizi düşünmeyin!
Çocuğumuzu hayata hazırlamak en büyük amacımız olduğuna göre, onları ne kadar küçük yaştan minik sorumluluklarla donatırsak, bu işlerin üstesinden gelebileceklerini o kadar kolay keşfedecekler.
Ne kadar geç kalırsak da bir o kadar, isyan, çatışma ve güç düelloları ile karşı karşıya kalacağız. Örneğin 10 yaşındaki bir çocuktan yatağını toplama, kirlilerini sepete atma, kirli çarşafları çıkarıp, sepete koymasını istediğimizde, muhtemelen bunu yapmak istemeyecektir. Çünkü bu annesinin görevidir ona göre.. Başkasının görevini yapmak zorunda değildir. Nasıl olsa o yapmasa da işler yolunda gidiyordur.
Anaokuluna giden çocuklar için okulda oyuncaklarını toplamak, genelde sorun değildir. Oysa aynı çocuklar, evde bu işi düzenli yapmazlar. Peki neden? Çünkü anaokulunda bu iş çocukların görevidir. Toplamadıklarında, sonuçlarına katlanacakları bir ortam yoktur evde. Toplayacak bir anne her zaman yedekte bekliyordur. Hatta sabırsızlıkla…
Üstelik annelerin en çok şikayet ettiği, sızlandığı konuların başında evdeki dağınık gelir. Ancak kalıcı çözümler üretenler azınlıktadır.
Evde bir iki düzenleme yapın. Girişteki dolap ya da çekmecelerden birisini çocuğunuza ayırın. Dışardan geldiğinde çanta, şapka, montunu koyması için. Eğer oturma odasında oynuyor, ders çalışıyorsa oyuncaklarını, eşyalarını kullandıktan sonra kolayca kaldırması için, yine ona ait bir-iki çekmece ya da bir dolap ayırın. Odasına bir kirli sepeti koyun.
Gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra, eşinizle bir durum değerlendirmesi yapıp, çocuğunuza vermeyi istediğiniz sorumluluklar ve sonuçlarını kararlaştırırın.
Anne-baba ve çocuklar olarak küçük bir toplantı yapın. Yeni kurallara ihtiyaç duyduğunuzu, kısaca nedenini ve kurala uyulmadığında sonuçların neler olacağını konuşun.
Eğer ilk defa çocuğunuzdan ev işini talep edecekseniz, 1-2 sorumluluk üzerine konuşun. Önceki koyduğunuz uyulmayan kurallarınızı yineliyorsanız, 3-4 sorumluluğun üzerine çıkmayın. Sınırları belirleyin.
Mümkünse toplantı anında bir liste yapın. Herkesin göreceği bir yere asın. Listedeki başlıklar şunlar olabilir: Yapılacak iş, kimin sorumlu olduğu, ne zaman yapılacağı, yapılmadığında sonucunun ne olacağı.
Eğer çocuğunuza verdiğiniz sorumluluk yerine getirmediğinde sonuçlar değişiyorsa, bu sorumluluğu çocuğa kazandıramazsınız. Liste bunun için önemlidir. Çocuğunuz sorumluluğunu yerine getirmediğinde karşılaşacağı sonuç hep aynı olmalıdır. Ne eksik ne de fazla. Ortamınıza ya da sizin ruh halinize göre sonuç değişmememelidir.
Kirli sepetine atılmayan giysiler yıkanmaz. Ortada bırakılan eşyalar, cumartesi sepetine gider, Odanı toplayana kadar TV izlemek yok. sonuçlara örnek olabilir.
Her çocuğun mizacı, bulunduğu yaş gr. ayrı bazı çocuklar güç savaşına, duygu sömürüsüne girebilir. Hatta öylesine mutsuz olup, annelerini öyle bir maniple ederler ki, anne kendisinden utanır. El kadar çocuktan ev işi beklediği için. 
Güç savaşına giren çocuk, 1 ay boyunca sonuçlar hiç değişmediği halde, sorumluluğu almamak için direnebilir. Anne-babayı pes ettirmeye çalışır.
Eğer sizin çocuğunuz da bu grupta ise, ilk sorumluluk ve sonuçları sizin canınızı yakmayacak ama çocuğunuz için vazgeçilmeyecek olanlardan seçin.
Çocuğunuza iyi bir yatırım yapıyor, geleceğini teminat altına alıyorsunuz bunu unutmayın. Direnin.. Yüreklendirin…Öfkelenmeyin…Sakin olun…. Sabredin… Asla pes etmeyin… sonuçları değiştirmeyin… Kazanan aileniz olacak.
                                                                                              Hülya GÜREL
                                                                                           Çocuk Gelişimi ve Eğitimcisi

Çocuğuma ev içerisinde hangi sorumlulukları verebilirim?

Çocuklar ve ev işleri


http://hulyagurel.simplesite.com.tr/316629075
    Bu bölümde 2-9 yaş gr. aralığındaki çocuklar için evde yapılacak görevler; Arizona Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü tarafından hazırlanmış listeden uyarlanan maddeleri paylaşmak istiyorum.
Liste hiç bir zaman tamamlanmış olarak düşünülmemeli, önerilen alanlar birer referans olarak ele alınmalıdır.
Sizin çocuğunuz önerilen yaş gruplarından daha aşağıda ya da daha yukarıda işler yapabilir. Gelişimde bireysel farklılıklar olduğu unutulmamalıdır.
Liste, çocuklarına sorumluluk kazandırmak için evdeki görevleri kullanmak isteyen anne-babalara bir hareket noktası oluşturmak için hazırlanmıştır.
Bu bölümü oğlumun gelişiminde, yöntem açısından 3 yıldır başucu kitabı olarak kullandığım ve uyguladığımda kesin sonuca ulaştığımı gözlemlediğim, bir kitaptan, yer yer alıntılar yaparak, deneyimlerle derlemeye çalışacağım.
Kaynak: ""Çocuğunuza Sınır Koyma" Robert J. MACKENZIE. HYB Basım yayın. Ankara 2010." 
                                                                                                                        
    Hülya GÜREL
Çocuk Gelişimi ve Eğitimcisi

21 Ocak 2014 Salı

1. SINIF VE GAZ PEDALI

http://hulyagurel.simplesite.com.tr/316629088
İlkokul 1. sınıf yaşamın dönüm noktası gibidir. İlkin bebek doğduğunda eve bir atom bombası düşmüş gibi olur. İkinci bir çocuk yoksa, sonraki 5-6 yılda ancak kendine gelebilen aile hayatı, çocuğun 1. sınıfa başlamasıyla, yeniden sarsılır.
   1. sınf gerçekten zor bir dönemeçtir. Ancak, her zaman ki gibi sınırları çizdiğinizde, konu komşu eş dost gözlemlerinden paniğe kapılmadığınızda, bu dönemeci daha az zorlukla atlatırsınız.
   Bir anne olarak çocuğunuzu en iyi siz tanırsınız. Yapabilecekleri ve yapamayacaklarının farkındasınızdır. Genel hedeflerimiz 1. sınıfta şunlar olabilir:
1. Okula severek gidip gelsin,
2. Ödevlerini hatırlasın,
3. Ödevlerini verilen süre içerisinde tamamlama gayreti göstersin,
4. Eşyalarına sahip çıksın,
5. Kendini tehlikelerden korumaya çalışsın,
   Amaçlarımız bu kadar kısa olabileceği halde, biz yetişkinler, hırslı anne ve babalar ile hırslı öğretmenler, küçücük bedenlere öyle bir yükleniriz ki, 1. sınıfa kadar öpüp koklayarak büyüttüğümüz çocuklarımızla düzenli işkence saatleri yaşamaya başlarız. Onlardan ordinaryüs profesör performansı bekler, ha bire üzerlerine gideriz.
   Lütfen çocuğunuzun o minicik ellerine ve pırıl pırıl parlayan gözlerine bakın. Size durmadan anlattığı hayal dünyasına kulak verin. Bu günler bir daha yaşanmayacak. Çocuğunuz bir daha 6 yaşında olmayacak. Ama her halükarda okuma yazmayı, 4 işlemi öğrenecek. Rahatlayın ve lütfen çocuğunuzun kabusu olmayın.
   Çantasını, okulda yaptıklarını, ödevlerini günlük takip edin. Okuldaki yaptıklarından konuşmaya çalışın. Öğretmeni ile düzenli görüşün. Ancak öğretmenin her yorumuna takılıp, canınızı dişinize takarak, çocuğunuza yüklenmeyin. Önce annelik süzgecinizden geçirin. Öğretmen tabi ki, daha ileri hedefler koyacaktır, ancak sizin çocuğunuzun hazırlık durumu nasıl? Bu sorunun cevabına göre, öğretmeni de çocuğunuzu da bilgilendirerek, hayata ve hedeflere ayar çekin, zamana yayın,  gerekirse yavaşlayın ama takibi elden bırakmadan, minik adımlarla ilerleyin. Göreceksiniz her şey daha iyiye doğru gidecek.
   Ödev kimin ödevi? Annenin mi? hayır. Çocuğun mu? evet. O zaman saatten somut gösterimlerle bir zaman dilimi belirlediğinizi çocuğunuza gösterin. Ve çekilin. İhtiyaç duyduğu her an ona cevap verin, cesaretlendirin, hatırlatmada bulunun, teşvik edin.
   Ama tüm ödev zamanı boyunca yanında oturmayın. Bunu tehdit eder gibi değil, hayatın doğal akışı olarak çocuğa öğretin. Ödev bitmez de süre biterse ne olacak? Yine annelik sezginize kulak verin. Eğer çocuğunuz, çaba gösterdiyse,  kapasitesi tükendiyse, ödev tamamlanmadan gidebilir. Çabasını öğretmene iletin. Bitmeyen ödevi değil, çocuğunuzun gayretini ön plana çıkarın. Bir sonraki ödevi bitirebileceğine olan güveninizi anlatıp, çocuğunuzu yüreklendirin. Öğretmeninizle ödev miktarını konuşun.
   Unutmayın, çocuğunuz ne öğretmenin, ne okulun, ne de sizin gaz pedalınız değildir. Gaza gelmeyin!
                                                                                                   Hülya GÜREL
                                                                                         Çocuk Gelişimi ve Eğitimcisi